Din ve Bilim
İslam ve Bilim: Çatışma Mı, Uyum Mu?
Yazar: Şevval KARAMAN
Editör: Muhammed Emin Çetin
Din ve bilim arasındaki ilişkiye dair düşünceler, insanlık tarihi boyunca değişim ve dönüşüme uğramıştır. Kimileri din ve bilimi, birbirini tamamen zıt görürken kimileri de iki ayrı alanın da ortak gayesi, yani insanın faydası için farklı metotlarla ilerlediklerini savunur. Bu tartışma öyle bir boyuta ulaşmıştır ki "bilim varken dine, din varken bilime gerek yoktur..." gibi düşünceler dahi öne sürülebilmektedir. Peki din ve bilim arasında gerçekten bir çatışma mı var, yoksa bir uyum mu? Yazımızda bu kritik soruyu, İslam dini ve bilim ilişkisi bağlamında ele alacağız.
Din ve Blim Nedir, Ne Değildir?
Öncelikle, sağlıklı bir sonuca ulaşmak için "din" ve "bilim" kavramlarının ne anlama geldiğini ve bu iki alanın nasıl işlediğini, doğru bir şekilde tanımlamak gerekir. Din genellikle manevi ve metafizik konularla ilgilenir. Varoluşun anlamı, ahlaki değerler, Tanrı, yaşamın amacı, düzen ve ölümden sonraki hayat gibi konuları ele alır. Din, bu konulara dair neden ve nasıl sorularına yanıt verir, insana bir anlam ve rehberlik sunar. Bilimin temel amacı ise olguları keşfetmektir; deneysel ve gözlemsel yöntemlerle olguların ve iddiaların “ne” olduğunu ve süreçlerin nasıl geliştiğini açıklamaya çalışır. Bilim, neden ve nasıl sorularının kesin yanıtlarını vermekten çok, bilgilere ulaşmayı hedefler.
Farklı Görüşler ve Aslında Olan...
Geçmişten bu yana bazı Müslümanlar bilimi dine karşı bir tehdit olarak görmüş, bazı inançsızlar ise bilimi dine karşı bir araç olarak kullanarak dini küçümsemişlerdir. Ancak İslam’ın temel kaynağı olan Kur'an-ı Kerim, bilimin varlığına veya ilerlemesine engel teşkil eden herhangi bir hüküm içermez. Aksine; birçok ayet, evrendeki fenomenleri incelemeye, bu incelemelerden sonuçlar çıkarmaya ve elde edilen sonuçlar doğrultusunda ilerlemeye teşvik eder. Bu açıdan Kur'an-ı Kerim'in bir rehber olduğunu unutmamak gerekir; Kur'an’ın amacı her şeyi detaylıca açıklamak değil, insanı hakikate ve doğru yola yönlendirmektir.
Bilimin İslam dini ile çatıştığı düşüncesi yalnızca yanlış bir algının sonucu olarak karşımıza çıkmakla birlikte bilim, Kur'an-ı Kerim'in yönelmemizi önerdiği alanlara çok yönlü bakmayı sağlar diye de düşünebiliriz. Bilimi ya da dini küçümsemek veya birbiriyle çatışma halinde göstermek iki alanın da farklı doğalarını ve işlevlerini göz ardı etmektir; aralarındaki ilişkiyi çatışma üzerinden okumak yerine bir uyum olarak değerlendirmek mümkündür.
Bu iki alanın birbirini tamamlayıcı olduğu fikri, Aliya İzzetbegoviç'in şu sözleriyle de güzel bir şekilde özetlenebilir:
Bilim veya din değil, bilim ve din; işte İslam bu!