Eser Analizi
Arnolfini`nin Evlenmesi
Yazar: Melek Karaca
Editör: Ömer Faruk Duman
Ressam Jan Van Eyck`ın eseri olan Arnolfini`nin Evlenmesi tablosu, Kuzey Rönesans resim sanatında büyük önem taşımaktadır. Kimi sanat tarihçilerine göre düğün ve yemini ifade etse de kimileri için de zaten evli olan bir çifti anlatmaktadır. Fakat başka bir teoriye göre bu tablonun, resimdeki kadının ölümünü anmak üzerine yapıldığı iddiası vardır.
Yağlı boyayı bulan Jan Van Eyck'ın yağlı boya tekniğini kullanarak yaptığı tablolarından bir tanesi de bu resimdir. Resimde ilk gözümüze çarpan şüphesiz ki merkezde olan iki karakterdir. Tablodan da anlaşılacağı üzere, resim bize bir evlenme merasimini anlatmaktadır.. Kadının canlı, yeşil renkli elbisesi, beyaz işlemeli örtüsü ve erkeğin ise kadifeli, mor renkli, kabanlı şık giysisi ne kadar sade dursa da bir o kadar zenginleri andırmaktadır. Gördüğünüz resim, içerisinde bir çok gizemi barındırmaktadır.
Resimde gördüğünüz beyefendi, gerçekte yaşamış olan Giovanni di Nicolao`nun kendisidir. Sağ taraftaki hanımefendi ise Giovanna`nın eşi olan Costanza Trenda`dır. Kadının bir eliyle elbisesinin eteğini tutması, akıllarda soru işareti bırakmıştır. Arkadaki hamile kadınları ve bebekleri koruduğuna inanılan Saint Margaret heykeli, sandalyenin koluna işlenmiştir. Ancak o dönemin kadınlarının, eteklerini o şekilde tutmasının ikonik bir hareket olduğunu açıklamaktadırlar. Giovanna`nın eli evlilik yemini yapmak üzere olduğunu temsil etmektedir. Costanza`nın avuç içini gösterecek şekilde elini uzatması ise şehveti anımsattığı kadar sadakati de simgelemektedir.
Resmin orta üstünde yer alan lambadaki mum dikkat çeken şeylerden biridir. Lambanın sol tarafındaki mum yanarken, sağ taraftaki mumun ise çoktan söndüğünü söylemek mümkün. Yani lambanın sol tarafında umut varken, sağ tarafında ise sessizlik ve karanlık vardır. Lambanın altındaki ayna ise yine birçok gizemi barındırmaktadır.
Dışbükey aynanın etrafındaki madalyonlarda Hz. İsa`ya ait 10 görüntü resmedilmiştir. Aynanın sol tarafındaki görüntüler yaşayan İsa`nın anıları iken, sağ taraftaki görüntüler ise Hz. İsa`nın Çarmıha Gerilemesini ve ölümünü anlatmaktadır. Ayrıca aynanın yanındaki tespih ise o kadar detaylı işlenmiştir ki, her bir tanesi bir inciyi andırmaktadır. Aynadaki yansımaya bakılacak olursa, ressamın yeteneğini bizlere fazlasıyla sergilediğini söylemek mümkündür. Tabloda yaklaşık 15 cm yer kaplayan bu ayna öylesine ince işlenmiştir ki; bu durum tablonun içindeki gizemi arttırmaktadır. Ressam, aynada evlenme merasiminin aynaya yansımış halini de birebir resmetmiştir.
Aynada Giovanna ve eşi Costanza dışında iki kişi daha vardır. Bunların nikah şahidi olduğu düşünülmektedir. Ayrıca o dönemde tablolara imza atmak hoş karşılanmazdı. Ressamımız Jan Van Eyck ise aynanın tam üstüne kendi mühürünü betimlemiştir. Duvarda yazılan ¨Jan Van Eyck buradaydı.¨ yazısı, adeta Arnolfini`nin nikahlarına şahitlik eder niteliktedir.
Anlatılanları özet geçecek olursak lambanın ve aynanın sol tarafı hayatı, yaşamayı anlatmaktayken; sağ tarafı ise ölümü betimlemektedir. Nitekim, resimdeki kadın, yani Giovanna`nın eşi olan Costanza bu resimden bir sene önce ölmüştür. Kendisi resmin sağ tarafında yer almaktadır. Kadının ayağının yanındaki köpek ise realist bir şekilde resmedilmiştir. Sadakati temsil eden bu hayvanın resimde çizilme amacı, sizce Arnolfini`nin eşine olan düşkünlüğünden mi kaynaklanmaktadır? Orta çağda bazı heykellerde, ayaklarının yanına köpek figürünün eklendiği gözlemlenmektedir. Aynı geleneği bu resimde de görmekteyiz. Köpeğin bizzat bizlere bakması ise birer meydan okumayı temsil etmektedir.
Sol alt köşedeki içe dönük, tahta takunyaları ve Giovanna`nın arkasında, divanın önünde duran kırmızı terlikler mevcuttur. Tahta takunya ile ilgili en çok kabul gören görüş, bu takunyaların eski ahitte, Musa`nın ikinci kitabı olan ¨Exodus¨a gönderme yaptığı üzerinedir. {Ayaklarından ayakkabılarını çıkar, bundan sonra yolculuk bitti. Üzerinde durduğun şu yer artık senin evin. Kutsal topraklar.}
Her iki çift terlik de ¨durmayı¨ ve ¨varlığı¨ temsil etmektedir. Bundan sonra yaşam buradadır.
Pencerenin yanındaki masada duran meyveler ise hayal gücünün sınırlarını anlatmaktadır. Pencere vitrayları ve yatağın yanındaki oryantal halı ise lüksün işaretlerindendir. Aynanın yanındaki tespih ise dindarlığı sembolize etmektedir. Yatağın ve perdelerin kırmızı olması ise şehvet ve arzuyu temsil etmektedir.
Tabloyu son olarak genel bir bakış açısıyla izleyecek olursak, bu çiftin birbirlerine olan sadakatini ve resmin içindeki birbirinden farklı gizemleri görmekteyiz. 1434 yılında ahşap üzerine yapılan bu tablo, 82-59,5 cm ölçülerindedir. Yağlı boya tekniğinin yeni yeni ortaya çıktığı dönemlerde yapılan bu tablo, sanat tarihi alanında büyük önem arz etmektedir.